Yaratıcılığın yüceliğine inanmış üç kardeş... Onur, Haldun ve Feridun Hürel... Kısaca 3 Hürel...
Henüz ilk gençlik yıllarında içlerine, yüreklerinin gizli kalmış kuytularına bir kor gibi düşen sanat ateşinin dürtüsüyle inanılmaz serüvenlerle dolu bir yolculuğa çıktılar. 1966 yılında ilk gruplarını kurdular: "İstanbul Dörtlüsü"
Daha sonra, üç kardeş kendileri aralarında bir grup kurmaya hazırlanırlar ve Haldun trampet (vurmalı sazları), Onur absgitar ve Feridun gitar çalacak şekilde bir iş bölümü yaparlar. Fakat, sürekli grup değiştirmek zorunda kalırlar, değişik kişilerle birlikte çalarlar çünkü henüz lisededirler ve bir gitarları yoktur.
1970 yılında ilk 45'likleri 'Ve Ölüm / Şeytan Bunun Neresinde' yayınlanır, bu ilk plak yollarının da açılması demektir. Bu plak tutulunca ardı sıra 45'likler yayınlanmaya başlar.
1972 gelindiğinde artık iyice kendini tanıtan grup çalışmalarının meyvesini görür: Üç Hürel artık grup listelerinde bir numaradır.
Daha sonra 45'liklerdeki parçalarını topladıkları longplay Türkiye'nin ilk Altın Long Play' ödülünü alır. Grup artık listelerin değişmez birincisidir ta ki 1975'te Onur'un kısa dönem askerliği, 1977'de ise Haldun ve Feridun'un askere gitmesi ile müziğe iki yıl ara vermek zorunda kalırlar. Bu süre içerisinde müzik piyasasında kaset furyası ortaya çıkmıştır ve birçok firma iflasa sürüklenir.
Grup askerden dönünce bu olumsuzluklardan etkilenirler ve o dönemin modası olan gazinolarda sahne almak yerine, çizgilerinden ödün vermemek adına sahneyi bırakmaya karar verirler.
3 Hürel'i bütün Türk gruplarindan ayiran en önemli özellik, sadece kendi beste ve sözlerini çalip söyleyen ilk grup olusudur. 3 Hürel, herhangi bir yabanci besteyi kullanmadi. Türkülerden uyarlama, düzenleme yapmadi. 3 Hürel'in müziginde 3 karakteristik özellikten söz etmek mümkündür:
1-) 3 Hürel, özellikle ritmleriyle özgünlesti. Anadolu'nun ritmlerinden yola çikarak çok degisik sentezlere ulasti. Haldun Hürel özel olarak, degisik tonlarda, büyük ölçekli darbukalar yaptirdi, bunlari bateriyle birlestirerek yeni bir vurmali çalgilar grubu üretti. Ayrica tef, kasik, köy davulu, çan, bongo gibi sazlari da kullandi.
2-) Feridun Hürel de dünyada ilk kez, dogu kültürünün bir enstrümaniyla (baglama), bati kültürünün bir enstrümanini (elektro gitar) ayni gövdede birlestirerek çift sapli "elektro saz-gitar"i üretti. Bu enstrümanla yeni ve farkli bir saz tinisi elde etmenin yani sira, konserlerde ayni parçada hem saz, hem de gitari kullanma kolayligi sagladi. Anadolu ritm ve ezgileri, Haldun'un vurmali sazlari ve Feridun'un saz-gitari, 3 Hürel'in soundunun karakteristik ögelerini olusturdu.
3-) 3 Hürel, sarki sözlerinde de genellikle ask acisi, ayrilik, ölüm gibi hüzünlü temalari isledi. Besteler, bir iki istisna disinda hep minör tonlarda yazildi. Feridun Hürel bu konuda; "Sanat için ya da halk için degil, kendim için, kendi duygularimi anlatmak, aktarmak için sarkilar yazdim. Genellikle üzgün ve kirgin oldugum zamanlarda beste yapmak geliyordu içimden. Bu yüzden de sarkilarimin konulari hep hüzünlü ve aci oldu..." yorumunu yapmaktadir.
"Efsane...Yeniden". Son yıllarda eski tüfek sanatçıların tekrar müziğe dönmesi grupta da böyle bir dönüşü gündeme getirir. Fakat, Feridun buna karşıdır, ona göre efsane olduğu gibi kalmalı, onlara dokunulmamalıdır. Haluk Levent'e verdikleri 'Sevenler Ağlarmış' adlı parçanın çok sevilmesi ve Ada Müzik'in kendilerine Diskotür'ü satın aldığını ve yeniden onlarla çalışmak istediğini söylemesi Üç Hürel'in görüşlerini değiştirmesine neden olur. Böylece "Efsane...Yeniden" albümü çıkar.